Total Comments 2362 | Start A New Comment
Post Info Comment
Posted By: Kemal

Posted On: Feb 26, 2008
Views: 2213
kemal

www.gizlibelge.com/index6.html


Posted By: HASAN TAHSÝN

Posted On: Feb 21, 2008
Views: 2192
Vatansever abiye (ava edelim)

ANKARA CUMHURÝYET BAÞSAVCILIÐI’NA

Gönderilmek Üzere

……………. CUMHURÝYET BAÞSAVCILIÐI’NA



Þikayetçi……:

ÞÜPHEL݅...: Recep Tayyip ERDOÐAN

Baþbakanlýk ANKARA

SUDž………: Devletin birliðini ve ülke bütünlüðünü bozmak.TCK’nun

302.madde

SUÇ YER݅..: Ankara

SUÇ TARÝHÝ..: 09.02.2008 ve sonrasý

AÇIKLAMA....

Halen Baþbakanlýk görevini yapan þüpheli bu görevi sýfatýyla sahip olduðu yetkileri aþarak ülkenin birliðini ve bütünlüðünü bozacak nitelikte beyanlarda ve eylemlerde bulunmaktadýr.Söz konusu suç 5237 sayýl yasada 302 madde de düzenlenmiþ bulunan Devletin Birliðini ve ülke bütünlüðünü bozmak olarak tanýmý yapýlmýþ suçu oluþturmaktadýr.Þöyle ki:

09.02.2008 tarihinde yapýlan ve halk tarafýndan türban deðiþikliði olarak bilinen anayasa deðiþikliði kanuna karþý hile teþkil etmektedir. Zira açýkça laiklik ilkesinin ihlali olarak görülen bu düzenleme ile anayasanýn ilk dört maddesi arasýnda yer alan laiklik ilkesi etrafý dolanarak uygulanamaz hale getirilmektedir.

Bakanlar Kuruluna Baþkanlýk eden ve Ýcranýn Baþý olarak görev yapan þüpheli çeþitli beyanlarý ile TCK’nun 302.maddesini ihlal edecek beyan ve eylemlerde bulunmaktadýr.

TCK’nun 302 maddesi ile amaçlanan korunan hukuki yarar Devletin ülkesinin bütünlüðü ve egemenliðidir.Bu suçun oluþabilmesi için belli amaca yönelik fiillerin iþlenmesi gerekir.Bu amaç, madde metninde,



1-Devlet topraklarýnýn tamamýný veya bir kýsmýný yabancý bir devletin egemenliði altýna koymak,

2-Devletin birliðini bozmak,

3-Devletin egemenliði altýnda buluna topraklardan bir kýsmýný devlet idaresinden ayýrmak,

4-Devletin baðýmsýzlýðýný azaltmak olarak belirlenmiþtir.

Söz konusu suçun oluþabilmesi için,iþlenen fiilin bu amaçlarý gerçekleþtirmeye elveriþli olmasý gerekir.Bu bakýmdan fiillerin söz konusu neticeleri yaratabilecek nitelikte bulunmasý ,suçun oluþmasý için þarttýr.Fiillerin bu niteliði taþýyýp taþýmadýðý ise olaylarýn özelliðine göre takdir edilecektir.

Suçun oluþabilmesi için madde de yazýlý hedeflerin gerçekleþmiþ bulunmasýna ihtiyaç yoktur.Belirtilen amaçlara yönelik fiillerin iþlenmiþ bulunmasý yeterlidir.

Suç tipini tanýmladýktan sonra þüphelinin anayasa deðiþikliðini saðlamadan önceki bir beyanýna dikkat çekmek isterim. 12.02.2008 tarihinde hürriyet gazetesi yazarý Oktay EKÞÝ tarafýndan yazýlan yazýda þüpheli tarafýndan söylenen “Tutturmuþlar laiklik elden gidiyor,laiklik elden gidiyor.Yahu,bu millet istedikten sonra tabi elden gidecek yahu!Sen bunun önüne geçemezsin ki”þeklindeki beyanlarý ile hedefini belirtmiþtir.

12.02.2008 tarihli Hürriyet gazetesinde Üniversiteler Karmakarýþýk baþlýklý haber de ise anayasa deðiþikliði ile tam bir kaos yaþandýðý ifade edilmiþtir.

Söz konusu þikayetimin subjektif kriterlere dayandýðý da iddia edilebilir.Ýþte bu nedenle ülkemizin dýþarýdan nasýl görüldüðüne iliþkin yabancý basýn organlarýnda çýkan bazý yazýlara iliþkin örnekleri de ekliyorum.Þöyle ki 11.02.2008 tarihli hürriyet gazetesinde yer alan LAÝK DÝREK KIRILDI baþlýklý haberde TBMM’nin türbaný serbest býrakmasý dünya gündemine oturdu .ABD ve Avrupa basýný kararý muhafazakar islamýn yükselen etkisine örnek olarak gösterirken ,”Ýslamcý hükümet,laik devletin direklerinden birini kýrdý “yorumu yapýldý.Dýþ basýnda yayýnlanan bu haberlerle söz konusu iddianýn subjektif deðil objektif kriterlere dayandýðý da tartýþmasýzdýr.

13.02.2008 tarihli hürriyet gazetesinde Türban endiþesi yayýlýyor þeklindeki haberlerin yanýnda Þüpheli tarafýndan söylenen “Beyaz çarþafý giydikte geldik” þeklindeki haberden de anlaþýlacaðý üzere ülkenin birlik ve beraberliðin açýkça ihlali gözlenmektedir.

Þüpheli bu beyan ve eylemleri ile söz konusu 302 maddeye aykýrý eylemlerine kesintisiz bir þekilde devam etmektedir.Yine bu eylemleri sýrasýnda basýný susturmaya yönelik beyanat ve eylemleri ile de zor kullanma unsurunu da gerçekleþtirmiþ ve kendisi gibi düþünmeyenleri de baský altýna almaya çabalamaktadýr.

13.02.2008 tarihli Hürriyet gazetesinde yer alan manþette yer alan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafýndan yapýlan açýklamada.Þüphelinin medyaya karþý tavrý eleþtirildi;21.yüzyýl Türkiyesi’ne yakýþmýyor özgürlük sloganlarýnýn atýldýðý bu günlerde basýnýnda özgürlüðü unutulmamalý þeklindeki beyaný ile de baský unsuru görülmektedir.

TALEP VE NETÝCE: Yukarýda arz ve izah olunduðu üzere TCK 302.maddeye muhalefet eden þüphelinin cezalandýrýlmasý için gereðinin yapýlmasýný talep ve þikayet eylerim.14.02.2008

ÞÝKAYETÇÝ



EKÝ.

Gazete haberlerinin fotokopileri


Posted By: Anti masonik propaganda

Posted On: Feb 19, 2008
Views: 2169
Bu site mason reklamý yapýyor

ÝSLAMCI MASONLARIN NE YAPTIKLARI ORTADA DEÐÝLMÝDÝR? ONLAR HABÝRE HERÞEYÝ MASONLARDAN BÝLEREK ADETA MASONLUK REKLAMI YAPMAKTADIRLAR. ZÝRA BU SÝTEDE SADECE VE SADECE MASON REKLAMINDAN ÝBARETTÝR.

MESELENÝN ASLINI ÖÐRENMEK ÝSTEYENLER ÞU YAZIYA BAKSIN:

þte ünlü Ýslamcý masonlar


Dinci basýnýn nakaratý günlerdir sürüyor: "Masonlar düðmeye bastý!" "Laiklik mitinglerinin arkasýnda mason localarý var!" "Baþörtüsü yasaðýný mason biraderler savunuyor!"

Hiçbir belge ve bilgiye dayanmadýðý halde bu iddialarý sürekli tekrarlayan dinci basýn, bu topraklara masonluðu kimlerin getirdiðini; önde gelen bazý din adamlarýnýn mason olduðunu biliyor mu? Sürekli alýntý yaptýklarý, mücadelesinden övgüyle bahsettikleri bazý "Ýslamcý mücahitlerin" mason localarýna kayýtlý olduðundan haberdar mý? Baþörtüsü konusunda mason din adamlarýyla ayný görüþte olduklarýný tahmin edebiliyorlar mý? Tarihleriyle yüzleþmeye hazýrlar mý? Ýþte sorularýn yanýtlarý...

BUGÜN Türkiye’de baþörtüsü merkezli tartýþmalarýn benzerini tam 100 yýl önce Osmanlý’nýn gazete ve dergileri de yaptý.

23 Temmuz 1908 tarihi, kimilerine göre sadece II. Meþrutiyet’in ilanýdýr; kimilerine göre ise bir burjuva devrimidir ve Kemalist devrimlerin temelidir.

II. Meþrutiyet, Osmanlý’nýn siyasal ve kültürel hayatýnda köklü dönüþümlere neden oldu.

En büyük devrim ise kadýnýn toplumsal hayattaki yeri konusunda oldu.

Kadýn sokaða çýkmaya, çalýþmaya, dergi/gazete çýkarmaya, dernekler kurmaya, dükkánlar açmaya, sinemaya-tiyatroya gitmeye baþladý.

Bu durum tartýþmalarý da beraberinde getirdi.

Dönemin yayýn organlarýnda kadýn merkezli tartýþmalar oldu.

Üç grup vardý: Batýcýlar, Türkçüler ve Ýslamcýlar...

Musa Kazým Efendi

ÖRTÜNMEYÝ SAVUNAN MASON DÝN ADAMI

Ýslamcýlar, kadýnlarýn evden çýkmalarýndan hiç hoþnut deðillerdi.

Bunlardan biri de, Þeyhülislam Musa Kázým Efendi’ydi:

"Þeriatýmýzda emredilen þeylerden biri de Müslüman kadýnlarýn kendilerine mahrem olmayan kimselerden örtünmeleridir ki; o da saçlarý dahil vücutlarýný ziynetten (süsten) arýndýrýlmýþ bir þeyle, þehveti celp etmeyecek bir elbiseyle örtmekten ibarettir."

"Eve ait vazifeleri kadýna, ev dýþýndakileri kocaya yüklemek gerekir. Bunun aksi olamaz."

"Bir de kadýnlarýn yaratýlýþ gayeleri, onlarýn sýrf dünyaya çocuk getirmeleri ve o çocuklarý terbiye etmelerinden ibarettir."

"Çok kadýnla evlilikte, insanlýða ve medeniyete aykýrý bir þey yoktur."

(Sýrat-ý Müstakim, sayý 1, 2, 3; yýl 1908; Aktaran Ý. Kara, Türkiye’de Ýslamcýlýk Düþüncesi, I)

Bu sözlerin sahibi Musa Kázým Efendi (1858-1920) bir Þeyhülislam’dý.

Ve ayný zamanda masondu.

Osmanlý’nýn "ilerici partisi" Ýttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi.

Nakþibendi’ydi...

Türkiye’nin en büyük mason kuruluþu, "Hür ve Kabul Edilmiþ Büyük Mason Locasý" belgelerinde, mason olan ünlü din adamlarý arasýnda sadece Þeyhülislam Musa Kázým Efendi yoktu.

Üç þeyhülislam vardý...

Mustafa Sabri Efendi

Osmanlý Devleti’nin 118. Þeyhülislamý Mehmed Ziyaüddin Efendi (1846-1917) de masondu...

Mason þeyhülislamlardan biri de Mustafa Sabri Efendi (1869-1954) idi.

Kadýnlarýn býrakýn çalýþmasýný, tek baþýna sokaða çýkmasýna bile karþýydý.

Yani, kadýn toplum hayatý içindeki yeri konusunda "mason biraderi" Þeyhülislam Musa Kázým Efendi ile ayný görüþteydi.

Ama ayrý olduklarý konular da vardý:

"Biraderi" Musa Kázým Efendi’nin üyesi olduðu Ýttihat ve Terakki Cemiyeti’ne muhalifti.

Hürriyet ve Ýtilaf Fýrkasý’nýn üyesiydi.

Bu farklýlýðý yazmamýn nedeni var:

Dinciler, tüm masonlarý ayný siyasal görüþte sanýyor!

Bunun örneklerini görmeye devam edeceðiz...

Bugün birçok masonun, "biraderleri" Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin þu görüþlerini öðrendiklerinde çok þaþýracaðýna eminim:

"Benim elimden gelse Türkleri Arap yaparým, diðer Müslümanlarý da. Bunlarýn vaktiyle Araplaþmadýðýna da çok eseflenirim. Arap dili, ne Türk diliyle ne de Çerkez diliyle kýyas kabul etmeyecek derecede üstünlüðe sahip olduðundan, insanýn, milliyetin küçüðüne sahip olup da onunla iftihar edeceðine büyüðüne sahip olarak onunla iftihar etmesi daha kárlý ve makul olur." (Yarýn Dergisi, 14 Nisan 1930)

Bu düþüncede bir din adamýnýn, Kuvayý Milliyecilere karþý fetva vermesine, Sevr Antlaþmasý’ný savunmasýna þaþýrmýyorsunuz.

Ve dolayýsýyla Mustafa Kemal’in, Þeyhülislam Mustafa Sabri’yi 150’likler listesine koyup yurtdýþýna kovduðunu da anlayabiliyorsunuz.

Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Türkiye’deki Gümrük ve Tekel Bakanlýðý ve Baþbakanlýk yapmýþ olan Suat Hayri Ürgüplü’nün babasýydý.

Baþbakan Ürgüplü de masondu.

Ýþin garip yaný, kardeþi gibi, siyasetle ilgilenen ve Demokrat Parti’den milletvekili olan Münip Hayri Ürgüplü’nün de aðzýndan Ýslam, Müslümanlýk vb. sözcükler düþmezdi!

Hür ve Kabul Edilmiþ Büyük Mason Locasý belgelerinde, mason olan din adamlarý listesi; Müderris Mahmud Esad Efendi, Berlin Sefareti Baþimamý Mustafa Hafýz Þükrü, Sefaret Ýmamý Haþim Veli, bir dönem Darülfünun’da rektörlük yapan Babanzade Ahmed Naim Bey dile sýralanýyor.

Bu isimler öyle sýradan kiþiler deðildi.

Örneðin; Babanzade Ahmed Naim Bey (1872-1934), siyasal Ýslamcý düþünürlerin önde gelen isimlerindendi. Ýslamcý fikir hayatýnýn oluþmasýnda büyük payý vardý.

Milliyetçiliðe karþýydý:

’TÜRKLÜK DEÐÝL MÜSLÜMANLIK ÖNEMLÝ’

"Ýrþadlarýnýz, hizmetleriniz ’Türklük’ adýna deðil ’Müslümanlýk’ adýna olsun. ’Türkler’ hitabý yerine daima ’Müslümanlar’ hitabýný kullanýnýz. Cengiz’in yasasýný bilmek, Ýlhan’ýn yurdunu tanýmak, Altýnordu’yu anmak bize lazým deðil. Bize Muhammed’in þeriatý, Ýslam yurdunu, Ýslam mücahitlerini bilmek, tanýmak lazým gelir." (Ahmed Naim, Ýslam’da Dava-yý Kavmiyet. s. 18)

Laikliðe karþýydý:

"Hükümeti, dini korumak ve emirlerini yerine getirmekle þeran vazifeli bilen halkýmýz, hükümetin bu vazifeden imtina ettiðini hoþ gördüðü gün, diðer dini vazifelerini de buna baðlý olarak ahlaki davranýþlarýný da, içtimai vazifelerini de ihmal eder." (Sebilürreþad Dergisi, 1918)

Siyasal Ýslamcý Babanzade Ahmed Naim, son devrin mutasavvýflarýndan Fatih Türbedarý Ahmed Amiþ Efendi’nin de damadýydý.

Sebilürreþad Dergisi’nin yazarlarýndandý.

Sebilürreþad Dergisi deyip geçmeyiniz, bugün yayýn hayatýný sürdüren dinci gazete ve dergilerin temeli orasýdýr!

Peki, Sebilürreþad nasýl doðdu?

Ve masonlarla ne ilgisi vardý?

Dinci basýnýn arkasýndaki masonlar

Sebilürreþad, "Müslümanlarýn uyandýrýlmasý ve yüceltilmesi için" çýkarýldý. Derginin adý konusunda Mýsýrlý Prens Abbas Halim Paþa bir teklifte bulundu: "Kuran’dan bir sayfa açalým, ne isim çýkarsa oradan alalým." Besmeleyle bir sayfa açtý. "Ýttebiuni ehdiküm Sebilürreþad" ayeti çýktý ve isim bulundu: Sebilürreþad.
Abbas Halim Paþa

Aralýklarla da olsa 1908’den 1965 yýlýna kadar yayýmlanan dinci Sebilürreþad’ýn mali kaynaðý Kavalalý Ailesi’ydi.

Osmanlý’nýn son yýllarýný okuduðunuzda karþýnýza sýk sýk "Sadrazam Mýsýrlý Said Halim Paþa"; "Vezir Mýsýrlý Halim Paþa"; "Mýsýrlý Prens Abbas Halim Paþa" gibi "Mýsýrlý Paþalar" çýkar.

Ancak bu aile "Mýsýrlý" deðildir!

Kavala Ailesi’nin atasý ünlü Osmanlý paþasý Selanik/Kavalalý Mehmed Ali Paþa’ydý.

Aile Mýsýr’a hákim olduktan sonra "Kavalalý" adýný býrakýp "Mýsýrlý" adýný kullanmaya baþladý.

Sebilürreþad Dergisi’nin isim babasý ve finansörü Abbas Halim Paþa, Kavalalý Mehmet Ali Paþa’nýn torunu; Abdulhalim’in oðluydu.

Said Halim Paþa

Abbas Halim Paþa’nýn aðabeyi ise ünlü bir isimdi: Ýttihat ve Terakki döneminde, dört yýl (1913-1917) sadrazamlýk yapan Said Halim Paþa.

Sadrazamlýktan önceki görevi, Ýttihat ve Terakki Cemiyeti Genel Sekreteri’ydi; yani öyle sýradan bir Ýttihatçý deðildi.

Kardeþi Abbas Halim Paþa ise Ýttihat ve Terakki döneminde önce Bursa Valisi, sonra Nafia Nazýrlýðý yaptý!

Ne diyor siyasal Ýslamcýlar: "Ýttihatçýlarýn arkasýnda masonlar vardýr!"

Sanki dinci Sebilürreþad’ýn arkasýnda yoklar.

Ýslamcý Sebilürreþad’ýn yazarý Sadrazam Said Halim Paþa (solda) ayný zamanda masondu! (Ýlhami Soysal, Türkiye’de ve Dünyada Masonlar, s. 380.)

Ýngiliz kaynaklara göre iki kardeþ de masondu:

Ýngiltere’nin Ýstanbul Büyükelçisi Sir G. Lowtherin, Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný Sir C. Harding’e gönderdiði "gizli" mahreçli raporlarda, Ýttihatçý-Yahudi ve Mason iliþkisini isim isim anlatmaktadýr. (Prof. Eli Kidor, "Arabic Political Memories and Other Studies" Londra 1974; Aktaran, Gündüz Gazetesi, 19.5.1998.)

Durun bitmedi. Ailece masondular!

Abbas Halim Paþa ile Said Halim Paþa’nýn babalarý Prens Muhammed Abdülhalim Paþa da mason idi.

Üstelik Fransýz Yüksek Þûra (Büyük Doðu/Grand Orient) üyeliðine kadar yükselmiþ önemli bir masondu.

Mason olmakla kalmadý; 1861’de Fransa Maþrýk-ý Azam’ýndan patent alarak, "Þûra-yý Ál-i Osmani" adýnda Osmanlý locasýný kurdu!..

Türkiye’deki masonlar ayný zamanda iyi bir Müslüman’dýr. Ama gel gör ki dincilere bunlarý anlatmak zordur.

"Mýsýrlý" ailesinde mason çoktu:

1909’da kurulan Türkiye Büyük Locasý’nýn kuruluþuyla ilgilenmesi için Avrupalý "büyük üstadlar" kimi görevlendirdi dersiniz: Mýsýrlý Prens Aziz Hasan Paþa’yý!

Yani Abbas Halim Paþa ile Said Halim Paþa’nýn amcaoðlunu...

Sadrazam Said Halim Paþa, Sebilürreþad’da bakýn neler yazdý:

"Müslümanlarýn kurtuluþu ve saadeti onlarýn tam olarak Ýslamlaþmalarýndadýr." (Aktaran Kara, cilt I s 114)

"Osmanlý siyasi birliði, Avrupa Hýristiyan hükümetlerinde olduðu gibi milliyet esasýna deðil, Ýslam birliði ve kardeþliði esasýna dayanmaktadýr. (...) Kanun-u Esasi’mizi seçerken çok aldanmýþ olduðumuzu itiraf etmemiz lazým gelir." (Ýbid s. 144-145)

Sadece Sebilürreþad’ý desteklemediler.

Abbas Halim Paþa, Prof. Ömer Ferit Kam gibi "Ýslamcý düþünürleri" eðitim öðrenim için Avrupa’ya gönderdi. Mehmet Akif Ersoy’un Mýsýr’daki finansörüydü.

Ýlginçtir: Her taþýn altýnda mason parmaðý arama paranoyaklýðý Sebilürreþad ile Türk basýnýna girdi. Sebilürreþad hem masonlardan para aldý hem de her taþýn altýnda mason aradý!

Dün bugünden farklý deðil.

Dinci gazeteler masonlarý önce en yakýnlarýnda aramalýdýr! Soðuk savaþ ürünü Ýlim Yayma Cemiyeti, Komünizmle Mücadele Derneði ve Aydýnlar Ocaðý kadrolarýna bakmalýdýrlar.

Ýþe, Ýlim Yayma Cemiyeti baþkanlýðý yapmýþ, hac ticaretiyle ilgilenmiþ ve bu arada 9 Kasým 1967 tarihinde Murad Locasý’na kaydolmuþ bir dinci kardeþleriyle baþlayabilirler. Bu kesmezse, dinci önderlerinin hayatlarýný incelesinler.

Hadi ikisini biz yazalým.

Mason Ýslamcý lider

DÝNCÝ Sebilürreþad’ýn káðýdý ve parasýnýn nereden/kimlerden geldiði ortada. Bunu öðrendik... Peki...

Bu derginin düþünce ideoloðu kimdi: Cemaleddin Efgani...

Cemaleddin Efgani

Said-i Nursi, Mehmet Akif, Eþref Edip, Þemsettin Günaltay, Said Halim Paþa gibi dergi yazarlarý en çok ondan etkilendi. Cemaleddin Efgani ve öðrencisi Muhammed Abduh’un makaleleri Sebilürreþad’da sýk sýk yer aldý. Ama nedense "Doðu’nun Çýrpýnan Þahini" Efgani ve öðrencisinin gizli kimlikleri bu yayýnlarýnda pek geçmedi...

Oysa...

Cemaleddin Efgani masondu!

Kahire’deki Þarkýn Yýldýzý Locasý’na 7 Temmuz 1868’de girmiþti.

Numarasý 1355 idi.

"Mýsýr’da kurulan mason localarýnýn baþýna Cemaleddin Efgani ve ondan sonra Muhammed Abduh getirildi. Bunlar Müslümanlar arasýnda masonluðun yayýlmasýna çok yardým ettiler." (Yahudilik ve Masonluk s. 350)

Muhammed Abduh

"Efgani’nin talebesi Abduh gibilerin kimler tarafýndan destek gördüðüne dair zamanýnda Ýngiltere’nin Mýsýr sömürge Valisi Lord Cromer’in söylediði þu söz ibretliktir: Kuþkusuz Ýslami reformist hareketin geleceði Þeyh Muhammed Abduh’un çizdiði yolda ümit vaat ediyor. Ve o yolun yolcularý Avrupa’nýn her türlü yardým ve teþviklerine layýktýrlar." (M. Muhammed Hüseyin, Modernizmin Ýslam Dünyasýna Giriþi, s. 9192)

Mason Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi de, Abduh ile ilgili þunlarý söyledi: "Üstadi Efgani vasýtasýyla, masonluðu Ezher’e idhal (sokan) eden odur." (M.Sabri Efendi, Mevkýfu’l-Akl ve’l-ilm ve’l-Alem, Beyrut 1314, c. I s. 133)" (21.10.2004)

Tarihte sürpriz çok!

Cemil Meriç "Umrandan Uygarlýða" kitabýnda þöyle yazdý:

"Zavallý Türk intelijansiyasý! Kimlerin peþinden gitmemiþ. Düþmanlarý dost, dostlarý düþman olarak tanýmýþ. Peygamber’in adýný anmaya cesaret edemeyen bir Efgani’yi Peygamber kadar saygýya layýk görmüþ."

Bugün durum farklý mý sanki?


Posted By: sikici

Posted On: Feb 17, 2008
Views: 2201
vatansever kabalýya yahudi gotverene

ulan Vatansever nikli sebataist yahudi piç,
bakýn arkadaþlar bu Vatansever nikli sebataist yahudi piç ata ibnenýn oðlu çeþitli kýlýklara gýrýp yazýp duruyor. ulan ýbne oðlu ýbne sebatay yahudi piç. senýn atan vedata verdi.sende gel bbana domalda 23 cm yarragýmý sokayým gotune zaten lut kavmýsýnýz sýde got sýktýrmek meþhurdur. arkadaslar ben plonyada kaldým. ANTAKYALIYIM. çok yahudý sebatay kýzý sýktým. bu Vatansever nikli sebataist yahudi piçinde akrabalarýný sýkmýs olmam cok yuksek.+ olarak cokta travesti ibnelerýnýde sýktým. bulent ersoy mesala sebtaist yahudý Bulent ersoy var. yýne erol aksoy var tanýrsýnýz. bu piçte sebtaist yahudi piçler. bunlarýda gotten sýktým. beným 23 cm yarragýma hasta oluyorlar. 23 cm yararðým onlara ýlaç. ulan vatan sever yahudi piç getýr senýn su bacýný býr sýgeyým sende býr karsýda oturda seyret. bunuda soleyým polonyada bu sebataylar nasýl burda musluman kýlýgýndalarsa ordada hýrýstýyan leh kýlýgýndalar. ha, goturulerdý evlerýne bený ben býrýný sýkerken hepsý seyrederlerdi. illede hepsi çekerlerdi gel uzerýne çekerlerdý bený. Hah yahudi piç ata ibnede bole ýdý gotunu sýktýrýdý homo sexsueldi.makbuleyý sýktýrýken kedýsýde syrederdý. hosunea gýderdý. sýkýcýyý kendýne çeker kendýný sýktýrýdý. baskalarý sýktýkten sonra sebtaýst yahudi oldugu ýcýn yýne sebatay yahudý mecdi boysana sýktýrdý. aralarýna yýne jýgolo alýrlardý. haaa mecdi boysaný tanýyanýnýz varmý tanýyanýnýz varsa býlenýz varsa yazsýn buraya ha ben 23 cm yarraklýyým o zaman olsa ýdým kým býlýr ben sýkerdým. 23 cm yarragýmý gomerdým makbuleyede ata ýbneyede nasýl zevkten bayýlýrlardý. Simdi sýra sana geldi Barbaros denen yahudi piç ibne oðlu ibne. bu yazdýklarýmý sanada yazdým. sende gotonu hazýrla 23 cm basayým pompo buyuk olu hýltý buyuk kocca yarrak dayanýrsýn sýz nunu zevkýný býlýyorsunu olum aslýnda be dýyorum ký 21 martý 22 marta baðlayan gece kuzu bayramýna gutursende býraz aþý yapsam nasýl olur. LEM ATATURK NE IDI NIKLI OLUM AYYAÞ BISELER YAZMISSIN OLU YAHUDÝ PÝÇ ATA ÝBNE YAHUDI ÝBNE TRAVESTI ÝDÝ GOTONU SIKTIRIYORDU. ONDAN SONRADA ICER ICER GOT VERIRDI MAKBULEYIDE SIKTIRIDI.OLUM AKILCI YAZDA DINLIYELIM. BIRAZ AKILCI YAZ YA. BUGUNLUK SEBATAIS YAHUDILER BU KADAR YETER DAHA SONRA SIGMEYE DEVAM YETERKI SIZ ISTEYIN OLUM ISTEYIM 23 CM HAZI OLUM HAZIR OLMEZ BU HARAKAT OLMEZ BU DAVA.vatansever yahudi piç.........................


Posted By: mete

Posted On: Feb 17, 2008
Views: 2183
vatansever yahudi ibnesine

MASON DÝKTATÖR MUSTAFA KEMAL YAHUDÝ OLDUÐUNU KENDÝSÝ ÝTÝRAF EDÝYOR

Ýngilizlerin kuklasý Ýslam düþmaný yahudi mason kafir Mustafa Kemal'in hangi etnik kökene (ýrka) mensub olduðunu onun kendi aðzýndan dinleyelim. Boþ lafa ne hacet..

Yahudi diktatör Mustafa Kemal'in 30 Eylül 1911'de Kudüs Kamenitz Oteli'nde yahudi Eliezer Ben Yehuda'nýn oðlu Itamar Ben-Avi ile sohbeti..

Diktatör Mustafa Kemal: "SABETAY SEVÝ'nin zurriyetindan geliyorum. Kendisine hayraným. Keþke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliði altýnda vahdet kursa.." (yani hem burda bir yahudi olduðunu hemde yahudi inancýna baðlý olduðunu söylüyor..)

Diktatör Mustafa Kemal: "Evimde Venedik'te neþredilmiþ kadim bir TEVRAT var. Babam onu kýraat etmem için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuþ idi. Ta'lim etdiðim ayetlerden bazýlarýný hâlâ hatýrlayabiliyorum" dedikten sonra biraz tefekkür edip..

"SHEMA YISRA'EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!" (yani "Dinle ey Ýsrail, Rabbin olan Tanrý tektir") demiþtir. Bu dua yahudilerin meþhur Shema (Þima) duasýdýr. Kafir yahudi Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuþ, yani dinine baðlý bir yahudi hemde..

Daha sonra Itamar Ben Avi'nin "Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasýdýr" demesi üzerine yahudi diktatör Mustafa Kemal: "Benim de gizli duamdýr bayým, benim de!" diyerek etnik kökeninin yahudi ve dininin ise Museviliðin bir kolu olan "Sabetayizm" olduðunu beyân etmiþtir..

(Masdar: Uluð Ýðdemir: Atatürk'ün Yaþamý, I. Cild, sahife 23, T.T.K. neþriyyat, sene 1980)

http://m-kemal.blogspot.com


Posted By: islamcý mason metehaný siken

Posted On: Feb 16, 2008
Views: 2200
þeriatçý masonlar

La götverenlerin þahý ibnelerin padiþahý dönme metehan, kaç zamandýr girmiyordum baktým hala ayný yarrak arayýþlarýn devam ediyor. Aþaðýdaki yazýyý okuyunca aklýma senin ananýn ve bacýnýn sulu amý geldi. Hemen buraya ekleyeyim bu yazýyý dedim. ESAS MASONLARIN SÝZ OLDUÐUNUZA iliþkin bir yazý. Oku da gerçeðinizi öðrendiðimizi anla dönme metehan.


Posted By: Metehaný siken kovboy

Posted On: Feb 16, 2008
Views: 2149
Nesebi Gayri Sahih Metehana

Ýþte ünlü Ýslamcý masonlar


Dinci basýnýn nakaratý günlerdir sürüyor: "Masonlar düðmeye bastý!" "Laiklik mitinglerinin arkasýnda mason localarý var!" "Baþörtüsü yasaðýný mason biraderler savunuyor!"

Hiçbir belge ve bilgiye dayanmadýðý halde bu iddialarý sürekli tekrarlayan dinci basýn, bu topraklara masonluðu kimlerin getirdiðini; önde gelen bazý din adamlarýnýn mason olduðunu biliyor mu? Sürekli alýntý yaptýklarý, mücadelesinden övgüyle bahsettikleri bazý "Ýslamcý mücahitlerin" mason localarýna kayýtlý olduðundan haberdar mý? Baþörtüsü konusunda mason din adamlarýyla ayný görüþte olduklarýný tahmin edebiliyorlar mý? Tarihleriyle yüzleþmeye hazýrlar mý? Ýþte sorularýn yanýtlarý...

BUGÜN Türkiye’de baþörtüsü merkezli tartýþmalarýn benzerini tam 100 yýl önce Osmanlý’nýn gazete ve dergileri de yaptý.

23 Temmuz 1908 tarihi, kimilerine göre sadece II. Meþrutiyet’in ilanýdýr; kimilerine göre ise bir burjuva devrimidir ve Kemalist devrimlerin temelidir.

II. Meþrutiyet, Osmanlý’nýn siyasal ve kültürel hayatýnda köklü dönüþümlere neden oldu.

En büyük devrim ise kadýnýn toplumsal hayattaki yeri konusunda oldu.

Kadýn sokaða çýkmaya, çalýþmaya, dergi/gazete çýkarmaya, dernekler kurmaya, dükkánlar açmaya, sinemaya-tiyatroya gitmeye baþladý.

Bu durum tartýþmalarý da beraberinde getirdi.

Dönemin yayýn organlarýnda kadýn merkezli tartýþmalar oldu.

Üç grup vardý: Batýcýlar, Türkçüler ve Ýslamcýlar...

Musa Kazým Efendi

ÖRTÜNMEYÝ SAVUNAN MASON DÝN ADAMI

Ýslamcýlar, kadýnlarýn evden çýkmalarýndan hiç hoþnut deðillerdi.

Bunlardan biri de, Þeyhülislam Musa Kázým Efendi’ydi:

"Þeriatýmýzda emredilen þeylerden biri de Müslüman kadýnlarýn kendilerine mahrem olmayan kimselerden örtünmeleridir ki; o da saçlarý dahil vücutlarýný ziynetten (süsten) arýndýrýlmýþ bir þeyle, þehveti celp etmeyecek bir elbiseyle örtmekten ibarettir."

"Eve ait vazifeleri kadýna, ev dýþýndakileri kocaya yüklemek gerekir. Bunun aksi olamaz."

"Bir de kadýnlarýn yaratýlýþ gayeleri, onlarýn sýrf dünyaya çocuk getirmeleri ve o çocuklarý terbiye etmelerinden ibarettir."

"Çok kadýnla evlilikte, insanlýða ve medeniyete aykýrý bir þey yoktur."

(Sýrat-ý Müstakim, sayý 1, 2, 3; yýl 1908; Aktaran Ý. Kara, Türkiye’de Ýslamcýlýk Düþüncesi, I)

Bu sözlerin sahibi Musa Kázým Efendi (1858-1920) bir Þeyhülislam’dý.

Ve ayný zamanda masondu.

Osmanlý’nýn "ilerici partisi" Ýttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi.

Nakþibendi’ydi...

Türkiye’nin en büyük mason kuruluþu, "Hür ve Kabul Edilmiþ Büyük Mason Locasý" belgelerinde, mason olan ünlü din adamlarý arasýnda sadece Þeyhülislam Musa Kázým Efendi yoktu.

Üç þeyhülislam vardý...

Mustafa Sabri Efendi

Osmanlý Devleti’nin 118. Þeyhülislamý Mehmed Ziyaüddin Efendi (1846-1917) de masondu...

Mason þeyhülislamlardan biri de Mustafa Sabri Efendi (1869-1954) idi.

Kadýnlarýn býrakýn çalýþmasýný, tek baþýna sokaða çýkmasýna bile karþýydý.

Yani, kadýn toplum hayatý içindeki yeri konusunda "mason biraderi" Þeyhülislam Musa Kázým Efendi ile ayný görüþteydi.

Ama ayrý olduklarý konular da vardý:

"Biraderi" Musa Kázým Efendi’nin üyesi olduðu Ýttihat ve Terakki Cemiyeti’ne muhalifti.

Hürriyet ve Ýtilaf Fýrkasý’nýn üyesiydi.

Bu farklýlýðý yazmamýn nedeni var:

Dinciler, tüm masonlarý ayný siyasal görüþte sanýyor!

Bunun örneklerini görmeye devam edeceðiz...

Bugün birçok masonun, "biraderleri" Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin þu görüþlerini öðrendiklerinde çok þaþýracaðýna eminim:

"Benim elimden gelse Türkleri Arap yaparým, diðer Müslümanlarý da. Bunlarýn vaktiyle Araplaþmadýðýna da çok eseflenirim. Arap dili, ne Türk diliyle ne de Çerkez diliyle kýyas kabul etmeyecek derecede üstünlüðe sahip olduðundan, insanýn, milliyetin küçüðüne sahip olup da onunla iftihar edeceðine büyüðüne sahip olarak onunla iftihar etmesi daha kárlý ve makul olur." (Yarýn Dergisi, 14 Nisan 1930)

Bu düþüncede bir din adamýnýn, Kuvayý Milliyecilere karþý fetva vermesine, Sevr Antlaþmasý’ný savunmasýna þaþýrmýyorsunuz.

Ve dolayýsýyla Mustafa Kemal’in, Þeyhülislam Mustafa Sabri’yi 150’likler listesine koyup yurtdýþýna kovduðunu da anlayabiliyorsunuz.

Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Türkiye’deki Gümrük ve Tekel Bakanlýðý ve Baþbakanlýk yapmýþ olan Suat Hayri Ürgüplü’nün babasýydý.

Baþbakan Ürgüplü de masondu.

Ýþin garip yaný, kardeþi gibi, siyasetle ilgilenen ve Demokrat Parti’den milletvekili olan Münip Hayri Ürgüplü’nün de aðzýndan Ýslam, Müslümanlýk vb. sözcükler düþmezdi!

Hür ve Kabul Edilmiþ Büyük Mason Locasý belgelerinde, mason olan din adamlarý listesi; Müderris Mahmud Esad Efendi, Berlin Sefareti Baþimamý Mustafa Hafýz Þükrü, Sefaret Ýmamý Haþim Veli, bir dönem Darülfünun’da rektörlük yapan Babanzade Ahmed Naim Bey dile sýralanýyor.

Bu isimler öyle sýradan kiþiler deðildi.

Örneðin; Babanzade Ahmed Naim Bey (1872-1934), siyasal Ýslamcý düþünürlerin önde gelen isimlerindendi. Ýslamcý fikir hayatýnýn oluþmasýnda büyük payý vardý.

Milliyetçiliðe karþýydý:

’TÜRKLÜK DEÐÝL MÜSLÜMANLIK ÖNEMLÝ’

"Ýrþadlarýnýz, hizmetleriniz ’Türklük’ adýna deðil ’Müslümanlýk’ adýna olsun. ’Türkler’ hitabý yerine daima ’Müslümanlar’ hitabýný kullanýnýz. Cengiz’in yasasýný bilmek, Ýlhan’ýn yurdunu tanýmak, Altýnordu’yu anmak bize lazým deðil. Bize Muhammed’in þeriatý, Ýslam yurdunu, Ýslam mücahitlerini bilmek, tanýmak lazým gelir." (Ahmed Naim, Ýslam’da Dava-yý Kavmiyet. s. 18)

Laikliðe karþýydý:

"Hükümeti, dini korumak ve emirlerini yerine getirmekle þeran vazifeli bilen halkýmýz, hükümetin bu vazifeden imtina ettiðini hoþ gördüðü gün, diðer dini vazifelerini de buna baðlý olarak ahlaki davranýþlarýný da, içtimai vazifelerini de ihmal eder." (Sebilürreþad Dergisi, 1918)

Siyasal Ýslamcý Babanzade Ahmed Naim, son devrin mutasavvýflarýndan Fatih Türbedarý Ahmed Amiþ Efendi’nin de damadýydý.

Sebilürreþad Dergisi’nin yazarlarýndandý.

Sebilürreþad Dergisi deyip geçmeyiniz, bugün yayýn hayatýný sürdüren dinci gazete ve dergilerin temeli orasýdýr!

Peki, Sebilürreþad nasýl doðdu?

Ve masonlarla ne ilgisi vardý?

Dinci basýnýn arkasýndaki masonlar

Sebilürreþad, "Müslümanlarýn uyandýrýlmasý ve yüceltilmesi için" çýkarýldý. Derginin adý konusunda Mýsýrlý Prens Abbas Halim Paþa bir teklifte bulundu: "Kuran’dan bir sayfa açalým, ne isim çýkarsa oradan alalým." Besmeleyle bir sayfa açtý. "Ýttebiuni ehdiküm Sebilürreþad" ayeti çýktý ve isim bulundu: Sebilürreþad.
Abbas Halim Paþa

Aralýklarla da olsa 1908’den 1965 yýlýna kadar yayýmlanan dinci Sebilürreþad’ýn mali kaynaðý Kavalalý Ailesi’ydi.

Osmanlý’nýn son yýllarýný okuduðunuzda karþýnýza sýk sýk "Sadrazam Mýsýrlý Said Halim Paþa"; "Vezir Mýsýrlý Halim Paþa"; "Mýsýrlý Prens Abbas Halim Paþa" gibi "Mýsýrlý Paþalar" çýkar.

Ancak bu aile "Mýsýrlý" deðildir!

Kavala Ailesi’nin atasý ünlü Osmanlý paþasý Selanik/Kavalalý Mehmed Ali Paþa’ydý.

Aile Mýsýr’a hákim olduktan sonra "Kavalalý" adýný býrakýp "Mýsýrlý" adýný kullanmaya baþladý.

Sebilürreþad Dergisi’nin isim babasý ve finansörü Abbas Halim Paþa, Kavalalý Mehmet Ali Paþa’nýn torunu; Abdulhalim’in oðluydu.

Said Halim Paþa

Abbas Halim Paþa’nýn aðabeyi ise ünlü bir isimdi: Ýttihat ve Terakki döneminde, dört yýl (1913-1917) sadrazamlýk yapan Said Halim Paþa.

Sadrazamlýktan önceki görevi, Ýttihat ve Terakki Cemiyeti Genel Sekreteri’ydi; yani öyle sýradan bir Ýttihatçý deðildi.

Kardeþi Abbas Halim Paþa ise Ýttihat ve Terakki döneminde önce Bursa Valisi, sonra Nafia Nazýrlýðý yaptý!

Ne diyor siyasal Ýslamcýlar: "Ýttihatçýlarýn arkasýnda masonlar vardýr!"

Sanki dinci Sebilürreþad’ýn arkasýnda yoklar.

Ýslamcý Sebilürreþad’ýn yazarý Sadrazam Said Halim Paþa (solda) ayný zamanda masondu! (Ýlhami Soysal, Türkiye’de ve Dünyada Masonlar, s. 380.)

Ýngiliz kaynaklara göre iki kardeþ de masondu:

Ýngiltere’nin Ýstanbul Büyükelçisi Sir G. Lowtherin, Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný Sir C. Harding’e gönderdiði "gizli" mahreçli raporlarda, Ýttihatçý-Yahudi ve Mason iliþkisini isim isim anlatmaktadýr. (Prof. Eli Kidor, "Arabic Political Memories and Other Studies" Londra 1974; Aktaran, Gündüz Gazetesi, 19.5.1998.)

Durun bitmedi. Ailece masondular!

Abbas Halim Paþa ile Said Halim Paþa’nýn babalarý Prens Muhammed Abdülhalim Paþa da mason idi.

Üstelik Fransýz Yüksek Þûra (Büyük Doðu/Grand Orient) üyeliðine kadar yükselmiþ önemli bir masondu.

Mason olmakla kalmadý; 1861’de Fransa Maþrýk-ý Azam’ýndan patent alarak, "Þûra-yý Ál-i Osmani" adýnda Osmanlý locasýný kurdu!..

Türkiye’deki masonlar ayný zamanda iyi bir Müslüman’dýr. Ama gel gör ki dincilere bunlarý anlatmak zordur.

"Mýsýrlý" ailesinde mason çoktu:

1909’da kurulan Türkiye Büyük Locasý’nýn kuruluþuyla ilgilenmesi için Avrupalý "büyük üstadlar" kimi görevlendirdi dersiniz: Mýsýrlý Prens Aziz Hasan Paþa’yý!

Yani Abbas Halim Paþa ile Said Halim Paþa’nýn amcaoðlunu...

Sadrazam Said Halim Paþa, Sebilürreþad’da bakýn neler yazdý:

"Müslümanlarýn kurtuluþu ve saadeti onlarýn tam olarak Ýslamlaþmalarýndadýr." (Aktaran Kara, cilt I s 114)

"Osmanlý siyasi birliði, Avrupa Hýristiyan hükümetlerinde olduðu gibi milliyet esasýna deðil, Ýslam birliði ve kardeþliði esasýna dayanmaktadýr. (...) Kanun-u Esasi’mizi seçerken çok aldanmýþ olduðumuzu itiraf etmemiz lazým gelir." (Ýbid s. 144-145)

Sadece Sebilürreþad’ý desteklemediler.

Abbas Halim Paþa, Prof. Ömer Ferit Kam gibi "Ýslamcý düþünürleri" eðitim öðrenim için Avrupa’ya gönderdi. Mehmet Akif Ersoy’un Mýsýr’daki finansörüydü.

Ýlginçtir: Her taþýn altýnda mason parmaðý arama paranoyaklýðý Sebilürreþad ile Türk basýnýna girdi. Sebilürreþad hem masonlardan para aldý hem de her taþýn altýnda mason aradý!

Dün bugünden farklý deðil.

Dinci gazeteler masonlarý önce en yakýnlarýnda aramalýdýr! Soðuk savaþ ürünü Ýlim Yayma Cemiyeti, Komünizmle Mücadele Derneði ve Aydýnlar Ocaðý kadrolarýna bakmalýdýrlar.

Ýþe, Ýlim Yayma Cemiyeti baþkanlýðý yapmýþ, hac ticaretiyle ilgilenmiþ ve bu arada 9 Kasým 1967 tarihinde Murad Locasý’na kaydolmuþ bir dinci kardeþleriyle baþlayabilirler. Bu kesmezse, dinci önderlerinin hayatlarýný incelesinler.

Hadi ikisini biz yazalým.

Mason Ýslamcý lider

DÝNCÝ Sebilürreþad’ýn káðýdý ve parasýnýn nereden/kimlerden geldiði ortada. Bunu öðrendik... Peki...

Bu derginin düþünce ideoloðu kimdi: Cemaleddin Efgani...

Cemaleddin Efgani

Said-i Nursi, Mehmet Akif, Eþref Edip, Þemsettin Günaltay, Said Halim Paþa gibi dergi yazarlarý en çok ondan etkilendi. Cemaleddin Efgani ve öðrencisi Muhammed Abduh’un makaleleri Sebilürreþad’da sýk sýk yer aldý. Ama nedense "Doðu’nun Çýrpýnan Þahini" Efgani ve öðrencisinin gizli kimlikleri bu yayýnlarýnda pek geçmedi...

Oysa...

Cemaleddin Efgani masondu!

Kahire’deki Þarkýn Yýldýzý Locasý’na 7 Temmuz 1868’de girmiþti.

Numarasý 1355 idi.

"Mýsýr’da kurulan mason localarýnýn baþýna Cemaleddin Efgani ve ondan sonra Muhammed Abduh getirildi. Bunlar Müslümanlar arasýnda masonluðun yayýlmasýna çok yardým ettiler." (Yahudilik ve Masonluk s. 350)

Muhammed Abduh

"Efgani’nin talebesi Abduh gibilerin kimler tarafýndan destek gördüðüne dair zamanýnda Ýngiltere’nin Mýsýr sömürge Valisi Lord Cromer’in söylediði þu söz ibretliktir: Kuþkusuz Ýslami reformist hareketin geleceði Þeyh Muhammed Abduh’un çizdiði yolda ümit vaat ediyor. Ve o yolun yolcularý Avrupa’nýn her türlü yardým ve teþviklerine layýktýrlar." (M. Muhammed Hüseyin, Modernizmin Ýslam Dünyasýna Giriþi, s. 9192)

Mason Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi de, Abduh ile ilgili þunlarý söyledi: "Üstadi Efgani vasýtasýyla, masonluðu Ezher’e idhal (sokan) eden odur." (M.Sabri Efendi, Mevkýfu’l-Akl ve’l-ilm ve’l-Alem, Beyrut 1314, c. I s. 133)" (21.10.2004)

Tarihte sürpriz çok!

Cemil Meriç "Umrandan Uygarlýða" kitabýnda þöyle yazdý:

"Zavallý Türk intelijansiyasý! Kimlerin peþinden gitmemiþ. Düþmanlarý dost, dostlarý düþman olarak tanýmýþ. Peygamber’in adýný anmaya cesaret edemeyen bir Efgani’yi Peygamber kadar saygýya layýk görmüþ."

Bugün durum farklý mý sanki?


Posted By: sezer

Posted On: Feb 7, 2008
Views: 2221
sezer

ATATÜRK'ANNESÝ ZÜBEYDE HANIM OSMALI DEVLETÝNÝN SELANÝK VE CEVRESÝNE YERLEÞTÝRDÝGÝ BÝR TÜRKMEN AÞÝRETÝNE MENSUPTUR. YANÝ TÜRK VE MÜSLÜMANDIR. ZÜBETDE HANIMIN EVLADI MUSTAFA KEMAL DE TÜRK VE MÜSLÜMANDIR. BU ÝÞLE DALGA GECÝLMEZ O ANKETÝ KALDIRIN BÖYLE BÝR KONUDA FÝKRÝ BÝLGÝSÝ OLANDA OLAMAYANDA OY KULLANABÝLÝR KALDIRIN LÜTFE


Posted By: Vatansever

Posted On: Feb 5, 2008
Views: 2251
...

Birincisi ben "Mete Han"'a asla küfretmedim.
Ýkincisi yazýdaki Ýngilizce kýsmýn hiç en ufak bir alakasý yoktur????
Üçüncüsü küfür dýþý bir þeyler yazsan iyi olacak.
Namaz kýlarken Süper Müslüman, küfrederken ama bir þey olmaz deðil mi?
Tabi diyeceksin ki "Yahudilere küfrederim, günah deðil."
Kur'an'da yazýlý kuralý kendine göre deðiþtir bakalým...


Posted By: Vatansever

Posted On: Jan 27, 2008
Views: 2432
...

Hey yavrum bir de yazdýðýndan bir þey anlayabilsem...
Türkçe bilmeyen adam Türklüðü savunmaya kalkýyor; dinime küfreden...


Posted By: sebseba sultan

Posted On: Jan 27, 2008
Views: 2438
Vatansever adlý yahudi piçe

Vatansever lem manyak herif yazýp duruyorsun. yazsana su denyoya bir cevap. bak hele neler yazmýþ. lem havalara giriyorsun. yavþak spastik yaz cevap ver. hepiniz boþ konusuyorsunuz. reþit halife dedi hepiniz yalanlarý atýyorsunuz. deccalda var dabbede var az kaldý az kaldý ulem vatansever nikli yahudi tukleri hayvan yapýp srhoþ ettýnýz. ama her gecenýn býr sabahý vardýr.yahudi piç sizin haliniz nasýl olacak bu fatura çok aðýr olacak titiusun kestiði faturadan daha aðýr olacak. cebataist yahudi vatansever vre barbaros nikli yahudiler. kabalacýlar. kabalayý elde ettýnýz. tc ýye sebaray iye rapublika & beni yahudiyyeti israiliyye hepsi yahudi piç kemal özün eserýdýr. yahudi piç ata yahudý















Posted By: ulugg

Posted On: Dec 28, 2007
Views: 2603
YAHUDÝ PÝÇ VATANSEVER NÝKLÝ SAKLANTISI PÝÇ

YAHUDÝ PÝÇ VATANSEVER NÝKLÝ SAKLANTISI PÝÇ
ulan anasý bacýsý mum sodu 4 gonul bayramýnda sýkýsen ve götten çýkma yahudi piç olum yahudiliðini saklama olum açýða çýk orrroosbonun piçi. ispanyaya defolun eþkanez piçler.


Posted By: ulug

Posted On: Dec 28, 2007
Views: 2571
YAHUDÝ PÝÇ VATAN VER NÝKLÝ SAKLANTISI PÝÇ

YAHUDÝ PÝÇ VATAN VER NÝKLÝ SAKLANTISI PÝÇ
ulan anasý bacýsý mum sodu 4 gonul bayramýnda sýkýsen ve götten çýkma yahudi piç olum yahudiliðini saklama olum açýða çýk orrroosbonun piçi. ispanyaya defolun eþkanez piçler.


Posted By: Türk Milleti Uyanýyor

Posted On: Dec 22, 2007
Views: 2605
Yahudi piç ibne Mustafa Kemal'i yakýndan tanýyalým

YAHUDÝ PÝÇ MUSTAFA KEMAL: "BÜTÜN KEMALLER EÞEKTÝR!"

Ýngilizlerin desteðiyle cumhuriyeti kuran yahudilerin, Türk dilini sadeleþtirme ve özleþtirme adýyla giriþtikleri faaliyetleri, çoðu zaman Türk dilindeki Arapça ve Farsca kelimeleri yok etmeði hedefliyordu. Bu yolda yaptýklarý gayretleri bazen o dereceye varýyordu ki, günlerce espri mevzuu bile oluyordu. Bu mevzu ile alakalý olarak Cemal Granda þöyle bir hadiseyi naklediyor:

...Türk dilinin sadeleþmesine, özleþmesine, yabancý sözlerden arýnmasýna önem verildiði günlerdeydi. Kemal'in Arapca olduðu ve Türkçede KAMAL diye bir söz bulunduðu ileri sürülmüþ; Mustafa Kemal de bu görüþü uygun bularak Kemal yerine Kamal diye yazmaða baþlamýþ. Bizim bundan haberimiz yok. Yine onu Mustafa Kemal diye biliyoruz. Müstahdem arasýnda polislikten emekli olmuþ Kemal adlý bir de sofracý vardý. Askerliðini köþkte hizmet ederek yapýyordu. Bir akþam sofrasýnda üç kadeh içtikten sonra Mustafa Kemal bize dönerek þaka þeklinde: "Dünyada ne kadar Kemal varsa hepsi eþektir..." dedi.

Sofracý Kemal þaþaladý. Toparlandý. Dili tutulmuþ gibiydi. Dudaklarý titriyordu. Gözlerini M.Kemal'in yüzünden ayýramýyordu. Hepimiz bunun altýndan ne çýkacak diye merakla beklerken, Mustafa Kemal sözlerini þöyle bitirdi:

"Haaa, anladým. Sen bana bakýyorsun. Sen de Kemal'sin demek istiyorsun. Ben artýk Kamal oldum. Kemal'ler baþýnýn çaresine baksýn..." dedi.

Mustafa Kemal'in son kartvizitinde Kamal Atatürk yazýlýydý ve bu kartvizit ölümüne kadar deðiþmedi.

Fakat ben bu Kamal adýný hiç tutmadým. Bir türlü ýsýnamadým. Bu adý niye almýþ? .... Kamal adýný nereden çýkardýlar bilmiyorum...

(Masdar: Atatürk'ün Uþaðý Ýdim, sahife 39)


* * * * *

Yahudi Mustafa Kemal Piç olduðunu kendisi itiraf ediyor


Yahudi ibne Mustafa Kemal yalnýzca kendi ismini deðiþtirmekle iktifa etmiyor, çevresindekilerin de isimlerini deðiþtiriyordu. Dolmabahçe Sarayýndaki Cemaleddin (Cemal Granda) isimli hizmetçinin ismini "Çelebi" olarak deðiþtirmiþti. Cemal Granda hatýralarýnda, isminin Cemaleddin olduðunu söylediðinde yahudi Mustafa Kemal Ataibne'nin müthiþ öfkelendiðini anlatýyor..

Masdar: 'Atatürk'un Ýstanbul'daki Hayatý', Ýstanbul, 1973
Hazýrlayan: Niyazi Ahmed Banoðlu

- cild 2, sahife 387:

Mustafa Kemal: "Bu Cemaleddin ismini kim koydu sana?"

Artýk adamakýllý korkmaya baþlamýþtým. "Babam." diye cevap verdim.

"Öyle ise baban ne adammýþ senin!" diye sertçe çýkýþtý.

Bunun üzerine: "Ben babamý tanýmýyorum." deyince yüzü daha da sertleþti: "Babamý tanýmýyorum ne demek? Sen babasýz mý doðdun? Baban yok mu senin?"

"Ben dokuz aylýkken babam ölmüþ."

Mustafa Kemal üzüldüðümü yüzümden okumuþ olacak ki, birden sesini yumuþattý: "Ananý tanýyorsun ya yeter!..." dedi. Ve biraz durduktan sonra ekledi: "Ben de babamý tanýmýyorum ya..."

Cemal Granda, daha sonra Mustafa Kemal'in ismi üzerinde durmaktan vazgeçmediðini naklederek þöyle diyor:

...Atatürk tekrar beni çaðýrdý. Yemek isteyecek sanýyordum. Fakat onun aklý hep benim ismimde deðil miymiþ.

"Ulan, bu ismi sen mi koydun baban mý? Diye bar bar baðýrmaða baþladý."

Çok korkmaða baþlamýþtým. Benim korktuðumu görünce daha fazla baðýrýyordu. Artýk elim ayaðým titremeðe baþlamýþtý. Ayakta duracak halim yoktu. Belki daha fazla kýzar da döðülürüm, diye gözünden uzaklaþmaya karar verdim. Saat üçe doðru sofrayý býrakarak yatmaða gittim.

O gece sabaha dek gözümü uyku tutmadý. Yattýðým yerde dua ediyordum. Kabusla karýþýk korkulu rüyalar gördüm. Yavaþ yavaþ geldiðime piþman bile olmaða baþlamýþtým. Bu isim de baþýma iþ açýyordu galiba. Nereden bulmuþlardý bu 'Cemal'i de bana takmýþlardý?...

Cemal Granda daha sonra yahudi Mustafa Kemal'in ismini 'Çelebi' þekline çevirdiðini ve o andan itibaren bir daha ismi üzerinde durulmadýðýný anlatýyor.


* * * *

YAHUDÝ PÝÇ MUSTAFA KEMAL MAKYAJ YAPIYORDU ÇÜNKÜ ÝBNEYDÝ ...


Masdar: Her Yönüyle Atatürk, Ýstanbul, 1962
Müellif: Avni Altýner

Nizamettin Nazif anlatýyor:

Atatürk'e konan siroz teþhisi Fransýz doktorunun da "Hastalýk çok süratle ilerliyor. Dikkat edilirse iki yýldan az, bir yýldan fazla yaþar." ifadesiyle kesinleþmiþti. Ýþte bu sýralarda Atatürk uzun zamandan beri görmediði Bursa'ya gitmek arzusunu göstermiþti. Bursa Belediyesi o gece þerefe Çelik Palas'ta bir balo veriyordu. Þehirde ki gezisinden sonra biz de hep birlikte gece baloya çaðrýldýk. Aþaðýdaki salonda Yaver Celal, Þükrü Kaya, Hususi Kalem müdürü Nejat, Ýsmail Muþtak, Þefik Soyer, Ali Çetinkaya, Kýlýç Ali ve Salih Bozok ayakta, oradan buradan konuþuyorlardý. O sýrada asansörün kapýsý açýldý. Atatürk bütün heybetiyle dýþarý çýktý. Koyu mavi bir elbise giymisti. Mavi bir gravat vardý. Saçlarý gayet muntazam taranmýþ, pýrýl pýrýldý. Yüzü ise her zamankinden PEMBE görünüyordu. Dinçti, hiçte o hastalýðýn adamý deðildi sanki. Etrafý büyük bir sevgiyle selamladý. Geldi, Kýlýç Ali'nin orada oturmakta olduðu koltuða oturdu. Koltuðun bulunduðu yerden üzerinde sadece maden suyu ve su þiþelerinin bulunduðu masa görünüyordu. Baktý baktý...

"Sadece maden suyu ha.." dedi. Kendi kendine "Yok öyle þey, içki de içeceðiz, gelsin içkilerimiz..."

O gece Atatürk insana eski imparatorluk Viyana'sýnýn aynalý salonlarýnda danseden hassas yüzbaþýlarýný hatýrlatýyordu. Geç vakitlere kadar vals yaptý. Þarký söyledi, etrafýndakilerle konuþtu. Þakalaþtý.

Mustafa Kemal sabaha karþý pelerini omuzunda merdivenleri seke seke inerken gençlere sesleniyordu:

"Haydi durmayýn, eðlenin, dansedin..."

Aþaðýda arabasýna bindi. Yanýnda Muþtak da vardý. Bir aralýk:

"Yaver, kapat þu pencereyi üþüyorum." dediðini iþittim.

Ertesi sabahtý. Çelik Palas'a geldim erkenden. Orada gardrobun yanýnda bir lavabo vardý. Ellerimi yýkamak istedim, tam lavabonun baþýndayken bir Musevi kýzý olan gardropcu geldi. Müteessir görünüyordu. Ellerinde yer yer ruj ve allýk lekeleri olan iki keten havluyu bana doðru uzatarak:

"Bunlarý görüyormusun" dedi. "Paþanýn..."

Ben herhalde tebessüm etmiþ olacaðým ki, o baþýný iki yana salladý. Sesi acýydý:

"Gülmeyin." dedi. "Paþa odasýndan dýþarý çýkarken, makyaj yapýyor, etrafýndakilere sýhhatli görünmeye çalýþýyor... Ýþte bunlar dün gecekiler."

(Bakýþ Mecmuasýnda 1952-1961 arasý neþredilmiþ makalelerin derlemesidir.)


Posted By: Türk Milleti Uyanýyor

Posted On: Dec 22, 2007
Views: 2472
vatansýz yahudi ye

evet, senin PKK'lýlar da Yahudi cünki onlar neticede kemalist. Eee kemalistler Yahudi olduguna gore.. bak nasýl halloluyor mesele..!

http://m-kemal.blogspot.com


Pages [ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 ] Next Page ->